Sabahın erken saatleri, henüz sokaklar uykuda ama onlar çoktan ayakta. Biri çantasına matkabını, terazisini veya malasını koyuyor; diğeri çay suyunu ocağa koyuyor. Birinin yolu şantiyeye, diğerinin dükkânına düşüyor ama dertleri, mücadeleleri, umutları aynıdır.
İnşaat işçileri ve esnaflar, şehri ayakta tutan ama çoğu zaman fark edilmeyen insanlardır. Biri tuğlayı harca batırıp duvar örüyor, diğeri raflara ürün dizerken hayatta kalmaya çalışıyor. Ellerindeki nasırlar, yorgun ama inatçı bakışları birbirine benziyor.
Biri gökyüzüne yükselen bir binanın her katında biraz daha ter döküyor. Rüzgârda sallanan bir iskelede, elleri beton tozuna bulanmış, sessizce çalışıyor. Diğeri dükkânının önünü süpürürken sabahın ilk müşterisini bekliyor. Belki siftah yapacak, belki o gün hiç satış olmayacak. Ama her ikisi de ekmeği için direniyor.
Paydos saatleri değişse de dertleri hep aynıdır. Kira, faturalar, çoluk çocuğun masrafı… Hayatları taş üstüne taş koyarak, lira üstüne lira ekleyerek geçiyor. Kimse fark etmese de bir binanın içinde oturan da o binanın önünden geçen de onların emeğiyle yaşıyor.
Ve ikisi de umut etmeyi hiç bırakmıyor. İnşaat işçisi bir gün kendi evinin duvarlarını elleriyle örmenin hayalini kuruyor. Esnaf, bir gün dükkânını büyütmeyi, borçsuz bir hayat sürmeyi düşlüyor.
Bu şehri inşa eden de onlar, yaşatan da. Ama kimse onların hikâyesini anlatmıyor. Oysa onların elleri olmasa, ne o binalar yükselir ne de o dükkânlar açılır.
Ve günün sonunda, her ikisi de nasır tutmuş elleriyle eve dönerken, içlerinde aynı cümle yankılanır: "Bugün de çalıştık, yarına Allah kerim!"
Sitemizde yayımlanan köşe yazıları, yazarların kişisel görüş ve düşüncelerini yansıtmaktadır. Bu yazılar, site yönetiminin resmi görüşlerini veya duruşunu temsil etmez. Yazıların içeriğinden yalnızca yazarlar sorumlu olup, hukuki veya ahlaki yükümlülükler yazarlara aittir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Dr. Ali Turan BARNİÇ
İnşaat İşçileri ve Esnaflar
Sabahın erken saatleri, henüz sokaklar uykuda ama onlar çoktan ayakta. Biri çantasına matkabını, terazisini veya malasını koyuyor; diğeri çay suyunu ocağa koyuyor. Birinin yolu şantiyeye, diğerinin dükkânına düşüyor ama dertleri, mücadeleleri, umutları aynıdır.
İnşaat işçileri ve esnaflar, şehri ayakta tutan ama çoğu zaman fark edilmeyen insanlardır. Biri tuğlayı harca batırıp duvar örüyor, diğeri raflara ürün dizerken hayatta kalmaya çalışıyor. Ellerindeki nasırlar, yorgun ama inatçı bakışları birbirine benziyor.
Biri gökyüzüne yükselen bir binanın her katında biraz daha ter döküyor. Rüzgârda sallanan bir iskelede, elleri beton tozuna bulanmış, sessizce çalışıyor. Diğeri dükkânının önünü süpürürken sabahın ilk müşterisini bekliyor. Belki siftah yapacak, belki o gün hiç satış olmayacak. Ama her ikisi de ekmeği için direniyor.
Paydos saatleri değişse de dertleri hep aynıdır. Kira, faturalar, çoluk çocuğun masrafı… Hayatları taş üstüne taş koyarak, lira üstüne lira ekleyerek geçiyor. Kimse fark etmese de bir binanın içinde oturan da o binanın önünden geçen de onların emeğiyle yaşıyor.
Ve ikisi de umut etmeyi hiç bırakmıyor. İnşaat işçisi bir gün kendi evinin duvarlarını elleriyle örmenin hayalini kuruyor. Esnaf, bir gün dükkânını büyütmeyi, borçsuz bir hayat sürmeyi düşlüyor.
Bu şehri inşa eden de onlar, yaşatan da. Ama kimse onların hikâyesini anlatmıyor. Oysa onların elleri olmasa, ne o binalar yükselir ne de o dükkânlar açılır.
Ve günün sonunda, her ikisi de nasır tutmuş elleriyle eve dönerken, içlerinde aynı cümle yankılanır: "Bugün de çalıştık, yarına Allah kerim!"
...
Sitemizde yayımlanan köşe yazıları, yazarların kişisel görüş ve düşüncelerini yansıtmaktadır. Bu yazılar, site yönetiminin resmi görüşlerini veya duruşunu temsil etmez. Yazıların içeriğinden yalnızca yazarlar sorumlu olup, hukuki veya ahlaki yükümlülükler yazarlara aittir.