SON DAKİKA
Hava Durumu

#Tesk

Esnafın Sesi - Tesk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tesk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İş sağlığı ve güvenliğinde kurslar başlıyor Haber

İş sağlığı ve güvenliğinde kurslar başlıyor

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, iş sağlığı ve güvenliği alanında önemli bir gelişmeyi duyurdu. 50’den az çalışanı bulunan işletmelere yönelik iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, 3 Şubat’tan itibaren Anadolu Üniversitesi tarafından çevrimiçi olarak verilecek. Palandöken, yaptığı açıklamada, 31 Aralık 2024 tarihinden itibaren yeni başlangıç süresinin devam ettiğini hatırlatarak, küçük işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinden faydalanabilmesi için TESK olarak önemli bir adım attıklarını belirtti. İşverenlerin, herhangi bir ek uzman desteği almadan kendi işletmeleri için gerekli eğitimleri tamamlayabileceğini vurgulayan Palandöken, bu sayede esnafa ek maliyet yükü getirilmeden sertifikalandırma sürecinin sağlanacağını ifade etti. Küçük İşletmelere Kolaylık Sağlanıyor Özellikle bakkal, kasap, manav, ayakkabıcı ve kırtasiyeci gibi düşük risk grubunda yer alan işletmelerin, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini kendi bünyelerinde yürütebileceğini belirten Palandöken, "Bu eğitimler sayesinde işverenler, gerekli bilgiye sahip olarak iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmiş olacak. Böylece küçük işletmeler için ek bir yük oluşturmadan yasal gereklilikler yerine getirilmiş olacak" dedi. İş sağlığı ve güvenliği mevzuatına göre, az tehlikeli sınıfta yer alan işletmelerin de belirli standartları sağlaması gerektiğine dikkat çeken Palandöken, TESK olarak esnafın bu süreci en verimli şekilde yönetebilmesi için destek sunduklarını belirtti. Anadolu Üniversitesi’nin online platformu üzerinden sunulacak eğitimler, işverenlerin bulunduğu yerden kolayca erişebileceği şekilde planlandı. Kursu başarıyla tamamlayan işletme sahipleri, sertifikalarını alarak iş sağlığı ve güvenliği konusunda yasal yükümlülüklerini yerine getirmiş olacak. İş Güvenliğinde Dijital Dönem Başlıyor Palandöken, iş sağlığı ve güvenliği alanında yapılan bu dijital dönüşümün, esnaf ve sanatkarlar için büyük bir kolaylık sağladığını belirterek, "Küçük işletmelerin bu fırsattan faydalanmasını öneriyoruz. Online eğitimlerle, esnaflarımız hem iş sağlığı ve güvenliği konularında bilinçlenecek hem de herhangi bir ek maliyet olmadan sertifikalarını alarak işletmelerini güvenli hale getirebilecekler" şeklinde konuştu. Bu yeni sistemle birlikte, küçük işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini daha erişilebilir hale getirmesi beklenirken, TESK ve Anadolu Üniversitesi iş birliğiyle sunulan bu eğitimlerin, esnafın yükünü hafifleteceği ifade ediliyor.

TESK Yönetim Kurulu Üyesi ve Kocaeli Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Sayın Kadir DURMUŞ ile Röportaj Haber

TESK Yönetim Kurulu Üyesi ve Kocaeli Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Sayın Kadir DURMUŞ ile Röportaj

Sayın Başkanım merhaba. Kocaeli Odalar Birliği’ndeki yöneticilik süreciniz hakkında bizi bilgilendirir misiniz? 1996 yılında Kocaeli Odalar Birliği yönetimine seçildim. Yönetimde başkanvekili oldum. 2018’e kadar o görevimi sürdürdüm. 2018 de mevcut başkanımız Kemal Kaya’nın görevini bırakacağını ifade etmesiyle adaylığımı açıkladım. Cenabı Allah bu görevi ifa etmeyi bize nasip etti. Peşinden Türkiye Cumhuriyeti Esnaf Sanatkârlar Konfederasyonu genel kurulu geldi önümüze. Orada da şu anda TESK Konfederasyon Başkanı Sayın Bendevi Palandöken’in desteği ile yönetim kuruluna seçildim. Başkanım, birçok ilde meslek odalarının kendilerine ait binalarının olmadığını biliyoruz. Siz Kocaeli ’de ciddi bir çalışma yaparak odalarımıza nezih bir yer kazandırdınız. Odalarımıza yer tahsisi ile ilgili süreç nasıl başladı? Aslında eski birliğimizde kullanımımızda olan yer de dönemin belediye başkanı tarafından Odamıza verilmişti ama orası çok ufaktı. Her oda on iki metre kare. On oda vardı zaten orada on iki metre kare. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Doç. Dr. Tahir BÜYÜKAKIN ’la görüşmelerimizde böyle bir yere ihtiyacımız olduğunu ifade ettik. Kendileri de sağ olsun uygun gördüler. Sonra 2019’da halen kullanmakta olduğumuz yerimizi bir senelik bir çalışmayla teslim aldık. Kocaeli ’de ihtiyacı olan bütün odaları buraya topladık. Kocaeli Odalar Birliğinde birinci döneminiz olmasına rağmen çalışmalarınız Bendevi Palandöken Bey’in dikkatini çekmiş olmalı ki, sizi yönetimine dahil etmiş. Çünkü üç dört dönem görevde olan birlik başkanları listeye giremezken hangi çalışmalarınız dikkat çekti?  Esnafımıza yönelik çalışmalarımız aslında yirmi beş yıldır var. Evet, ilk görev dönemimde esnafımız lehine yoğun gayret gösterdik. Henüz üç aylık başkan iken imza toplandı. 7 Kasım 2021’de olağanüstü genel kongreye gittik. Esnaf ve sanatkarlarımızın teveccühleri ile yeniden seçildim. 2022’de TESK ’in yönetimine girdim. Tabii ki bu noktada şu hususu da belirteyim. Yirmi beş yıldır Ankara'yla ciddi münasebetlerimiz vardı. TESK ’in işleyişini, eksikleri ve yapılması gerekenleri yakından görüp değerlendirerek önerilerimizi zaman zaman ifade ettik. Marmara Bölgesi adına TESK yönetiminde sadece Kocaeli var. Bu şeref Kocaeli ’li esnaflarımızın. Arkadaşlarımızı temsil etmenin daima huzurunu yaşıyorum. Şimdi sorumlu bir yönetim kurul üyesiyim de orada. Dolayısıyla yapılması gerekenleri görüyoruz. Geçmişte ricacı idik ve dilekçe ile müracaat ediyorduk. Şimdi meselelerin tam ortasında ve icra makamındayız.  Tabii ki bu gurur esnafımızın olsun. Ben de onlar adına gururluyum. TESK ’in 2025 yılında esnafla ilgili en ciddi projesi nedir? TESK ’in masasındaki birinci proje; bizler aynı zamanda işvereniz. 9000 iş gününü tamamlayarak Bağkur ’dan emekli olabiliyoruz. Buna mukabil yanımızda istihdam ettiğimiz arkadaşlarımız 7200 iş günü üzerinden emekli olabiliyorlar. Bu noktada bir adaletsizlik var. Çünkü benim iş yerim var. Sorumluluklarım fazla. Çalışma saatim sekiz saatle sınırlı değil. Hemen her gün on beş saat bazen yirmi saat işimle ilgilenmek zorunda kalıyorum. Zaman kavramı olmadan. Bu durumda elbette yıpratıcı oluyor. Şu anda TESK ’in masasındaki sorun emeklilik konusunu çözüme bağlamak. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ’da bu konuya olumlu yaklaşmakla beraber ülkenin makro ekonomik dengelerinde sıkıntı oluşturacağı gerekçesi ile konuyu daha sonra yeniden ele almak üzere rafa kaldırdılar. Ama önümüzdeki mesele bu. Diğer taraftan Bağkur prim borçlusu esnaflarımızın GSS sorunu vardı. Fakat sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 31 Aralık 2025 tarihine kadar uzatıldı. Uzatıldı ama bu sorunun da kalıcı bir çözüme kavuşturulmasını arzu ediyoruz. Yasal bir düzenlemenin TBMM’den geçmesi lazım ki ancak kalıcı çözüme ulaşılsın. İş Güvenliği Kanunu ile getirilen düzenlemeler de gündemimizde değil mi? Bu kanun esnafımızı hangi ölçüde etkiler, üzerinde çalışıyoruz. Kanunun esnafımıza nasıl bir maliyet yükleyecek, denetim kısmı nasıl olacak? Örneğin pazarda iş güvenliğiyle ilgili nasıl bir çalışma olacak. Bu konu aslında öteden beri kanayan yara. Kanunun uygulanması yıllardır erteleniyordu. Bu defa ertelenmedi. Belediyeler işgaliye ücretlerine anormal zam yaptı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Esnaf ve sanatkâr kendi el emeğiyle evine ekmek götüren bir sosyal kesim. Esnaf Sanatkârımızın çoğu orta sınıftan insanlar değil. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin başında faaliyet göstererek geçimlerini sağlıyorlar. Aynı zamanda esnaf ülkemizin omurgasıdır, bel kemiğidir. Dolayısıyla batılı ülkelerde olduğu gibi gerekli teşvik ve desteklerin verilerek ayakta tutulması gereken bir kesimdir. Diğer türlü toplum büyük şirketlerin insafına terk edilmiş olur. Sosyal denge bozulur. Anayasanın 173’üncü maddesinde de «Devlet Esnaf ve Sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirler alır.» denilmektedir. Esnaflarımız çırak ve kalfa ihtiyacında sorun yaşıyor mu? Eskiden okumak istemeyen bir çocuğumuzun babası elinden tutardı. Elektrikçi, kaportacı, berber bir esnafımızın yanına çırak olarak verirdi. Çocuk erken yaşlarda mesleğin bütün inceliklerini ve ahlakını öğrenerek o işte ustalaşırdı. Oysa şu an bu alanda ciddi eksiklerimiz var. Nedeni ise 4+4+4 eğitim sistemimiz. Şimdi meslek liselerimizde eğitim veriliyor ama bu eğitimlerin ne kadar verimli olduğu da ayrı bir sorunumuz. Esnaf sanatkâr olarak benim elektrik-elektronik iş yerim var. Çırak almışım, yetiştirmişim. Bu evladımız yirmi yaşına geldiğinde, örneğin elektronik telsiz işleten bir fabrikada direkt iş bulabiliyor. Yani esnaf olarak şirketler için de kalifiye eleman da yetiştiriyoruz. Dolayısıyla Esnaf sanatkâr olmadan bir ülke ayakta durmaz. Çıraklarımızın sayısı azaldı. Berber çırağı yok, elektrikçi çırağı yok, kasap çırağı yok. Yok da yok. Bunların yetişmesi için gerekli tedbirlerin alınması lazım. TESK’in Pos Cihazları ile İlgili Bir Çalışması Var mı? TESK’in önümüzdeki dönemde bu yıl için küçük esnaflarla ilgili post cihazı kullanımını devlet bankaları ile çalışarak komisyonları, kesintileri mümkün mertebe azaltmaya yönelik çalışması var. Yerli ve milli bir sistem olan TROY üzerinden çalışmak avantajlı olacak. Bu gerçekleştiğinde o kesintiler de batılı finans merkezlerine akmamış olacak. Şu anda Esnaf Sanatkârların ortağı var. Benim iş yerim var diyorsunuz fakat o işyeri senin değil. Senin ortağın bankalar kardeşim. Alışveriş festivali yılda bir yapılmasına rağmen esnafımıza ciddi düzeyde bir can suyu oldu. Bu etkinlik Sizin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile yaptığınız görüşmeler neticesinde gerçekleşti. Bu proje nasıl gelişti? Eskiden fuar içinde de kısmen yapılıyordu. Festivaller yapıyordu. Panayır gibi bir şey yapıyorduk. Sonra esnafımızdan böyle bir talep geldi. Görüşmeler neticesinde belediyemizin büyük desteğiyle eski valilik binasına çıkan meydanda ilk etkinliğimiz gerçekleşti. Sonrasında üzerine her gün koyarak ilerleme sağladık. Çünkü her gün bir eksiği görüyorsun. Eksileri gördükçe tamamlıyorsun. Büyük alışveriş merkezleri de yapıyor zaman zaman. Sezon sonu diyor, sezon başı diyorlar. Onun gibi. Alışveriş Merkezlerinde yapılan festivaller halkta çok karşılık bulmadı ama meydanlarda yapılan ve o semtteki dükkanları olan insanların bu sürece dahil olması halkta daha çok karşılık buldu ve inandırıcılığı da artırdı. Çeşitli kültürel etkinlikler de projeyi süsledi. Ve kazanan hem halkımız hem esnafımız oldu. Alışveriş merkezlerindeki gibi değildi buradaki indirim olayı. Vatandaş ürünlerin fiyatını biliyor. Tanıdığı bir esnaf takım elbiseyi veya bir pantolonu veya başka bir şeyi kaça satıyor, biliyor? Ve gördüler ki gerçekten ciddi bir indirim var, milyonlarca liralık alışveriş oldu. Başkanım, dijital dönüşüm çağında her gün gelişen yeni teknolojilerle yaşıyoruz. Esnafımızın dijital dönüşüme ayak uydurabildiğini düşünüyor musunuz? Geçmişte ne deniliyordu? Yazar kasayı bizim esnafımız kullanamaz. Pos cihazını nereden bilecek vs? Evet belli bir yaşın üzerinde de esnaflarımız var ama jenerasyon değişiyor. Artık işletme sahibinin yeğeni, oğlu veya gelini işletmenin başına geçmiş. Onlar bu cihazları, elektronik cihazları daha iyi kullanıyorlar. Bu nedenle geçmişe nazaran Esnaf Sanatkârın yeni sisteme ayak uyduracaklarını kesinlikle biliyoruz. Ayrıca bazen altmış beş, yetmiş yaşındaki bir esnafımı görüyorum bakıyorum o akıllı telefonları gayet güzel kullanıyor yani. Demek insan sıkışınca öğreniyor, bizim insanımız yeniye uyum sağlıyor.   Başkanım eklemek istediğiniz başka hususlar var mı? Bazen şu tavsiye ediliyor; esnaflar olarak birleşin, şirketleşin. Örneğin yirmi ayrı ayakkabıcı birleşsin. Fakat öyle fabrikalar, işletmeler piyasada var zaten. Bize lazım olan şey ise sokağa çıktığımızda ayakkabı esnafından alışveriş yapmaktır. Sonra ayakkabıcı gidecek, berberde tıraş olacak. Berber gidecek, diğer esnaftan gömlek alacak. Bir diğeri gidip lokantada yemek yiyecek. Yani o sokakta caddede para sirkülasyonu olacak. Büyük alışveriş merkezleri, büyük zincir marketler devreye girince bu sirkülasyon olmuyor. Ayrıca başka bir konuya da değineyim. Şu anda çeşitli sektörlerde beyaz yakalılarımız çok. Fakat diğer yandan beyaz yakalılarda yaygın bir işsizlik var. Eskiden okumayacak çocuklarımızı, belli bir meslek sahibi olsun diye Esnaf Sanatkâra götürürdük. Şimdi de şunu yapmamız lazım. Herkesin üniversite diploması alması şart değil. Ama meslek liselerinde gençlerimizi birer meslek sahibi yapmak mümkün. Elimizde örneğin o kadar mühendis CV ’si var ki. Hepsini birden istihdam etmemiz mümkün değil. Eğer bu çocuk meslek lisesi mezunu olsaydı, çıraklık eğitimden mezun olsaydı işi hazırdı. Şöyle bir durum da var. Bazı işletmelerde on yıllık ya da beş yıllık torna tesviye ustası bir makine mühendisinden çok kazanıyor. Çocuk on iki yaşında çıraklığa başlamış çıraklık eğitiminde okuyor, haftada bir gün gidiyor. Zaten hemen fark dersleri verip lise mezunu statüsüne geliyor. Sonra yirmi, yirmi bir yaşında bir yerde çalışıyor. Otuz yaşında bir iş yeri açıyor, aylık getirisi yani yüz seksen bin, iki yüz bin kazanç sağlayabiliyor. Oysa bir mühendis, bir emniyet müdürü altmış yetmiş bin lira maaş alıyor. Yani esnaflığın zanaatkarlığın önemi ön plana çıktı burada. Mühendis olmuşsun ama iş yok. Oysa esnaf sanatkâr, meslek erbabı olan aç kalmaz Geçmişte esnafa kız verilmeyen dönemler olmuştu. Şimdi esnaflarımızın sosyal itibarı çok daha ileride. Esnaf, sanatkarın her gün cebinde para olur. Çalışan ayda bir gelir kazanır, onu da dağıttığı zaman parası biter. Esnafın ise şu anda olmasa bir saat sonra parası olur. Sanayinin başkenti, Türkiye’nin incisi Kocaeli şehrimizde yaklaşık altmış bin esnafımızın bize emanet ettiği bir görevi yapmaya çalışıyoruz. Onlar adına diyorum ki; Esnaf ve sanatkâr ülkemizin omurgasıdır, esnaf ve sanatkâr daima devletinin ve milletinin yararına çalışır. Esnaf ekonomik ve sosyal dokunun merkezindedir ve ülkemizin sigortasıdır. Esnafımız, Yeni Türkiye Yüzyılında daha müreffeh bir Türkiye’nin de öncüsü olacaktır. Başkanım, Esnafın Sesi Platformuna zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Ben teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.

“Hayat Pahalılığının Sorumlusu Esnaf Değil” Haber

“Hayat Pahalılığının Sorumlusu Esnaf Değil”

Piyasada adil rekabet ortamı oluşmadığı sürece fiyatların düşmesinin mümkün olmadığını söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Enflasyonu düşürmeyle ilgili hedeflenen gelişmelerin sağlanabilmesi için önemli olan kuralların belirlenmesi ve yol haritasının çıkarılmasıdır. Esnaf ve sanatkârın rekabet edebilmesi için şartların oluşmasının sağlanması lazım. Gelişmiş ülkelerde bu mesele halledilebiliyor ancak burada zincirler, hiper marketler, gross marketler derken piyasadaki denge bozuluyor” dedi. “HERKES KENDİ İŞİNİ YAPARSA MEMLEKET RAHATLAYACAK” Herkes kendi işini yaparsa memleketin rahatlayacağını ifade eden Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf sanatkârın mahallesinde, sokağında caddesinde rekabet edebileceği ortamlar hazırlanmalı. Benim sermayem var istediğim işi yaparım ama karşılığında da kimsenin mani olmayacağı bir alan açarım mantığı yanlış. Örneğin kışın lastik satacaksınız, ilkbaharda boya malzemesi, hırdavat satacaksınız, işiniz olmayan her meslekteki ürünü siz satmaya gayret edeceksiniz. Dünyada böyle bir sistem yok. Dolayısıyla bütün piyasa hâkimiyetini ele aldıklarında esnaf ve sanatkar gibi babasının işini yapan, aynı meslekten gelen insan kalmıyor. Fırını ben yapacağım, ekmeği ben satacağım, balığı, eti, tavuğu ben satacağım diyorlar. Halbuki bunların hepsinin bir arada satılması doğru değil. Kuralı olan şeyler. Ama ben her şeyi satarım çamaşır, terlik, cam suyu, otomobil zinciri, kırtasiye ürünleri, deniz yatağı vs. derken çok sayıda sektör bitiyor. Piyasada fiyatların geri çekilebilmesi için hükumetin almış olduğu tedbirlerin desteklenmesi lazım” diye konuştu. “ÖZEL MARKALI ÜRÜNLER DİĞER BÜYÜK MARKALARI DA YOK EDİYOR” Büyük marketlerin sattığı özel markalı ürünlerin 50-60 yılda markalaşan firmaları da yok ettiğine değinen Palandöken, “Aynı marka deyip bir harfini veya üç harfini değiştirerek satılan, kendi dükkânınızın amblemini koymak suretiyle kendi ürünlerinizi pazara getirmek 50-60 yılda markalaşan firmaların da yok olmasına neden oluyor. Bu konunun halledilmesi ve bir an evvel diğer ülkelerde nasıl oluyor, nerelere açılıyor, hangi koşullarda açılıyor, rekabet şartları oluşuyor mu, otoparkları var mı bunların bulundukları alanlardaki esnafın çalışma hayatını etkiliyor mu diye sorulması lazım. Birçok semtte görüyorsunuz bir tane limon almak isteseniz bir file almanız gerekiyor. Hem israfa neden oluyor hem fiyat istikrarsızlığına hem de o işi yapan insan kalmıyor. Bunların hepsinin birden satılan bir alan şekline getirdiklerinde haksız rekabet oluştuğu için iş yerlerini kapatmak zorunda kalan onlarca, yüzlerce esnaf iş kolu değiştiriyor” şeklinde konuştu. “ESKİSİ GİBİ 50 YILLIK İŞLETMELER KALMADI” Mahalle esnafının neredeyse 2-3 yılda bir el değiştirdiğini söyleyen Palandöken, “Eskisi gibi 50, 60, 80 yıllık iş yerleri dikkat ederseniz kalmadı. En fazla esnafın dayanabileceği ölçekte çevrenize bir bakın kasabınız, manavınız, konfeksiyoncunuz, ayakkabı tamirciniz 2-3 yıl içerisinde mutlaka el değiştiriyor. Öte yandan böyle bir haksız rekabetin karşısında fiyatları düşürmek mümkün değil. Bir kuralın koyulması lazım. Açma kapama saatleri, otoparkların oluşmasının sağlanması ve o şartların temin edilmesi yoksa ben yaptım mantığıyla enflasyonun düşmesi mümkün değil. Adil rekabet ortamı, kaliteyle ve o semti tanıyan, alışveriş yaptığınızda sizin ağzınızın tadını bildiği, kendi yemediğini yedirmeyen esnafla ancak mümkün olur” ifadelerini kullandı.

"Kendi Ürettiğini Tüketen Bir Toplum Mümkün” Haber

"Kendi Ürettiğini Tüketen Bir Toplum Mümkün”

Güçlü bir ekonominin temellerinin yerli üretim ve tüketimle atılacağını belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Güçlü bir ekonomi, kendi ürettiğini tüketen bir toplumla mümkündür. Ülkece yüksek enflasyonla mücadele ettiğimiz bu dönemde yerli malı kullanmak, yalnızca bireysel bir tercih değil, aynı zamanda milli bir sorumluluktur. Daha güçlü bir Türkiye için, hepimizin bu bilinci benimsemesi ve hayatımızın bir parçası haline getirilmesi gerekmektedir. Paramız yurtdışında değil yurt içinde kalmalı” dedi. “YERLİ MALI KULLANIMI DAHA SAĞLAM BİR EKONOMİYİ İNŞA EDER” Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nedeniyle açıklama yapan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Özellikle son yıllarda tüm dünyada yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve küresel kriz, yerli üretimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Yerli Mali Haftası, işte tam da bu bilinci oluşturmak için bir fırsat niteliği taşımaktadır. Savunma sanayinden soframıza gelen gıdalara, temizlik ürünlerinden tekstil sektörüne kadar her alanda yerli malı kullanabilmemiz, ülkemizin ekonomisi için atacağımız en önemli adımdır. Yerli üretime verilen destek, hem milli kaynaklarımızın etkin şekilde kullanılmasını sağlar hem de daha sağlam bir ekonomi inşa etmeye yardımcı olur. Yurt dışından alınan döviz ödemeleri yerine yerel ürünlere yönelmek üreticiyi ve çalışanları motive ederken enflasyonla mücadeleye de destek sağlar. Yerli ürüne olan taleple üretim kapasiteleri genişler ve bu durum istihdam artışını beraberinde getirir. Bu sağlıklı döngü ile ekonominin genelinde sürdürülebilir bir büyüme sağlanabilir” diye konuştu. “DOĞAL KAYNAKLARIMIZIN İSRAFI MUTLAKA ÖNLENMELİ” Yerli üretimle birlikte tutumluluk bilincinin de artırılması gerektiğini ifade eden Palandöken, “Yerli malın kullanımının yaygınlaşması için bu alışkanlığın daha okul sıralarında küçük yaşlardan itibaren kazandırılması gerekli. Çocuklarımızın özellikle aile ortamında yerli üretimin değeri hakkında bilinçlenmesi, gelecekte bu sürekliliği sağlayacaktır. Tutumlu olma, para biriktirme ve israftan kaçınma gibi alışkanlıklar küçük yaşlarda kazandırılmalı. Yerli malı kullanmayı teşvik edici kamu spotları oluşturulmalı. İhtiyaç fazlası alışverişten kaçınılarak elektrik, su gibi enerji ve doğal kaynakların israfı mutlaka önlenmeli. Öyle ki tüm dünyada yaşanan ekonomik kriz döneminde tutumlu olmak, ihtiyaç kadar satın almak, para biriktirmek ve yatırım yapmak kendi cebimize fayda sağlarken milli ekonomimiz için de büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.

ÖTV artışı zam olarak yansımamalı Haber

ÖTV artışı zam olarak yansımamalı

Geçtiğimiz 2024 yılında sigaraya 6 kez, alkole ise 2 kez zam yapıldığını ve yeni yapılacak ÖTV artışının fiyatlara yansıtılmaması gerektiğini söyleyen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Sigara ve alkolde yapılacak ÖTV artışları, kaçakçılığı biraz daha artıracak. Dolayısıyla devletimizin gelirlerini daha da azaltacak. Bu ÖTV artışlarının fiyatlara yansıtılmaması gerekiyor. Çünkü fiyatlar zaten çok yüksek, bu da kaçakçılığın ciddi boyutlara ulaşmasına neden oluyor. Neredeyse tütün, tütün mamulleri ve sigaraların yüzde 20’si, alkolün ise 50 milyon litrenin 10 milyon litresi kaçak olarak tüketiliyor” dedi. ANKARA (İGFA) - Kaçak üretim ve evde yapılan alkol yüzünden çok sayıda insanın sakat kaldığını veya hayatını yitirdiğini hatırlatan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Kaçak üretimin mali bilançosuna baktığımızda, sigarada yaklaşık 100 milyar TL kayıp yaşanıyor. Alkoldeki kaybı ise tahmin etmek zor değil. Kaçak üretim ve evde yapılan alkol nedeniyle her gün onlarca insan ya hayatını kaybediyor ya da sakat kalıyor. Alkole ulaşılmasının zorlaştırılması gerekirken, serbest satış yapan sitelerden bidonlarla alkol alınıp evde tariflere göre üretilmesi, bu kaçak üretimi daha da artırıyor. Eğer ÖTV zamları fiyatlara yansırsa, fiyatların daha da artması, kaçakçılığa olan yönelimi iyice tetikleyecek. 2024 yılında sigaraya 6 kez, alkollü içeceklere ise 2 kez zam geldi ve fiyatlar astronomik düzeyde yükseldi. İnsanlar bu rakamlara ulaşabilmek için alternatif yollar aramaya başladı. Kimisi tütün alıp sigara haline getiriyor, kimisi de alkolü evde kendi imkanlarıyla yapmaya çalışıyor. Ancak dozajların doğru ayarlanamaması nedeniyle birçok kişi hayatını kaybediyor” ifadelerini kullandı. -“SİGARA VE ALKOL FİYATLARINDAKİ ARTIŞ KAÇAĞI TIRMANDIRIYOR” ÖTV zamlarının fiyatlara yansıtılmaması, kaçakçılığın önlenmesi ve halkın bilinçlenmesi için adımlar atılması gerektiğini vurgulayan Palandöken, “Maliye Bakanlığımızın bu konuda hassas davranıp ÖTV artışlarının fiyatlara yansıtılmaması için önlemler alması gerekiyor. Enflasyonu yükselten ana kalemlerden biri olan sigara ve alkol fiyatlarındaki artış, her seferinde kaçakçılığı daha da artırıyor. Kolluk kuvvetleri bu durumu takip etse de vatandaşlarımızın da duyarlı olması gerekiyor. Bandrolü olmayan veya güvenilir olmayan noktalardan alınan ürünler, sizi hayattan koparabilir. Özellikle fiyatları çok ucuz görüp alınan bu ürünler, geri kalanlara sadece üzüntü ve gözyaşı bırakıyor. ÖTV zamlarının fiyatlara yansıtılmaması, kaçakçılığın önlenmesi ve vatandaşların duyarlılığının artırılması için gerekli adımlar atılmalı. Aksi takdirde, korsan ticaret yapan bu gözü dönmüş kişiler her gün binlerce şişe veya konteyner dolusu kaçak ürünle ülke ekonomisine zarar vermeye devam edecek” diye konuştu.

"Sahte Milli Piyango Biletlerine Dikkat" Haber

"Sahte Milli Piyango Biletlerine Dikkat"

Milli Piyango Yılbaşı bileti alırken Milli Piyango İdaresi bayilik ruhsatının önemine dikkat çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “2025'e sayılı günler kala, her yıl olduğu gibi Milli Piyango Yılbaşı biletlerine büyük ilgi gösteriliyor. Bu yıl, 600 milyon lira tutarındaki büyük ikramiye, vatandaşları bilet almaya teşvik ediyor. Ancak, acaba bana çıkar mı diye düşünen çok sayıda vatandaşımız olsa da, hayallerin gerçekleşmesi için bilet alırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunuyor. Yılbaşı biletinizi alırken, yalnızca Milli Piyango bayilerine kayıtlı, yaka kartı ve oda belgesi bulunan, güvenilir satış noktalarını tercih etmeniz büyük önem taşıyor. Ayrıca, biletin orijinalliğini doğrulayan damga ve kaşelere de mutlaka göz atmalısınız. Enflasyonist ortamda ve belki de borçlarınızı ödeme umuduyla bu biletleri alırken, söylediklerime dikkat etmeniz çok önemli” dedi. “BİLETLERİN ORJİNALLİĞİNİ GÖSTEREN DETAYLARA DİKKAT” Milli Piyango Yılbaşı bileti alacak vatandaşlara uyarıda bulunan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “600 milyon TL’lik büyük ikramiye biletleri bu yıl çeyrek 150 TL, yarım 300 TL ve tam 600 TL’den satılmakta. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da yılbaşı biletlerine olan yüksek talep, sahtekârların iştahını kabartabilir. Büyük ikramiyenin hayalini kuran vatandaşlarımızın, hayallerinin suya düşmemesi için bilet alırken çok dikkatli olmalı. Milli Piyango biletlerinin orijinalliğini doğrulamak için dikkat edilmesi gereken bazı önemli detaylar bulunmaktadır. Özellikle biletin alt kısmında yer alan güvenlik kodu, parmakla gezdirildiğinde kabartmalı bir formda olmalı. Ayrıca, kağıt dokusu içinde Milli Piyango İdaresi logolu filigran bulunmalı ve mühür detayına dikkat edilmeli. Bu unsurlar, biletin doğruluğunu teyit etmede yardımcı olur. Bu nedenle, biletlerinizi güvenilir hizmet sunan, yakasında Milli Piyango İdaresi Bayilik Ruhsatı taşıyan esnaflardan almanız en doğru seçenek olacak. Oda kaydı olmayan ve ruhsatsız yerlerden kesinlikle yılbaşı bileti alınmamalı.” ifadelerini kullandı.

2025 İçin Esnafın Beklentisi: Enflasyonla Mücadele Haber

2025 İçin Esnafın Beklentisi: Enflasyonla Mücadele

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 2024 yılı itibarıyla Türkiye genelindeki esnafın karşı karşıya kaldığı ekonomik zorlukları değerlendirdi. Yüksek enflasyon oranlarının, artan girdi maliyetlerinin ve sosyal güvenlikteki aksaklıkların esnafın çalışma hayatını olumsuz etkilediğini belirten Palandöken, 2025 yılı için esnafın öncelikli taleplerini sıraladı. Palandöken, esnafın 2025 yılında beklentilerinin başında enflasyonun düşürülmesi ve perakende sektöründeki sıkıntıların giderilmesi olduğunu ifade etti. Ayrıca, rekabet gücünün artırılması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirterek, esnafın sürdürülebilir bir ticaret yapabilmesi için hükümetten somut adımlar beklediğini vurguladı. Bir diğer önemli beklenti ise sosyal güvenlik alanındaki düzenlemelerdi. Palandöken, Bağ-Kur’lular ve yanlarındaki sigortalılar için sigorta primleri ile emekli maaşlarının düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekti. 9 bin iş günü üzerinden emeklilik yerine 7 bin 200 iş günü üzerinden emeklilik şartının getirilmesi gibi adımların atılmasının esnaf açısından büyük önem taşıdığını söyledi. “Esnaf ve sanatkârlar, ülkemizin ekonomik dengelerinin temel taşlarındandır ve huzurun teminatıdır” diyen Palandöken, esnafın sadece ticaretle uğraşmadığını, aynı zamanda toplumsal dayanışma ve güvenin sağlanmasında kritik bir rol oynadığını ifade etti. Esnafın yaşadığı mali zorluklarla birlikte, çıraklık, kalfalık ve ustalık gibi mesleklerin sürdürülmesinin sağlanmasının da önemli olduğunu belirtti. 2025 yılına yönelik en büyük beklentilerden birinin de adil rekabetin sağlanması olduğunu belirten TESK Genel Başkanı, haksız rekabetin önlenmesi ve fiyat istikrarının sağlanması gerektiğini vurguladı. Esnafın ekonomik hayatta karşılaştığı zorlukların hızla çözülmesi gerektiğine işaret eden Palandöken, hükümetin, esnaf ve sanatkârları destekleyecek düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmesini talep etti. Palandöken, “2025 yılı, esnaf ve sanatkârlarımız için sorunsuz bir yıl olmalı. Yapılacak düzenlemeler ile esnafın çalışma hayatındaki sorunları hızla çözüme kavuşturulmalı ve halkımızın huzur içinde bir yıl geçirmesi sağlanmalıdır” diyerek sözlerini sonlandırdı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.