TESK Yönetim Kurulu Üyesi ve Kocaeli Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Sayın Kadir DURMUŞ ile Röportaj

Esnafın Sesi Platformu’nun, TESK Yönetim Kurulu Üyesi ve Kocaeli Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Sayın Kadir DURMUŞ ile yaptığı röportajı ilginize sunuyoruz.

Haber Giriş Tarihi: 31.01.2025 22:51
Haber Güncellenme Tarihi: 31.01.2025 22:51
esnafinsesi.net

Sayın Başkanım merhaba. Kocaeli Odalar Birliği’ndeki yöneticilik süreciniz hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

1996 yılında Kocaeli Odalar Birliği yönetimine seçildim. Yönetimde başkanvekili oldum. 2018’e kadar o görevimi sürdürdüm. 2018 de mevcut başkanımız Kemal Kaya’nın görevini bırakacağını ifade etmesiyle adaylığımı açıkladım. Cenabı Allah bu görevi ifa etmeyi bize nasip etti. Peşinden Türkiye Cumhuriyeti Esnaf Sanatkârlar Konfederasyonu genel kurulu geldi önümüze. Orada da şu anda TESK Konfederasyon Başkanı Sayın Bendevi Palandöken’in desteği ile yönetim kuruluna seçildim.

Başkanım, birçok ilde meslek odalarının kendilerine ait binalarının olmadığını biliyoruz. Siz Kocaeli ’de ciddi bir çalışma yaparak odalarımıza nezih bir yer kazandırdınız. Odalarımıza yer tahsisi ile ilgili süreç nasıl başladı?

Aslında eski birliğimizde kullanımımızda olan yer de dönemin belediye başkanı tarafından

Odamıza verilmişti ama orası çok ufaktı. Her oda on iki metre kare. On oda vardı zaten orada on iki metre kare. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Doç. Dr. Tahir BÜYÜKAKIN ’la görüşmelerimizde böyle bir yere ihtiyacımız olduğunu ifade ettik. Kendileri de sağ olsun uygun gördüler. Sonra 2019’da halen kullanmakta olduğumuz yerimizi bir senelik bir çalışmayla teslim aldık. Kocaeli ’de ihtiyacı olan bütün odaları buraya topladık.

Kocaeli Odalar Birliğinde birinci döneminiz olmasına rağmen çalışmalarınız Bendevi Palandöken Bey’in dikkatini çekmiş olmalı ki, sizi yönetimine dahil etmiş. Çünkü üç dört dönem görevde olan birlik başkanları listeye giremezken hangi çalışmalarınız dikkat çekti? 

Esnafımıza yönelik çalışmalarımız aslında yirmi beş yıldır var. Evet, ilk görev dönemimde esnafımız lehine yoğun gayret gösterdik. Henüz üç aylık başkan iken imza toplandı. 7 Kasım 2021’de olağanüstü genel kongreye gittik. Esnaf ve sanatkarlarımızın teveccühleri ile yeniden seçildim.

2022’de TESK ’in yönetimine girdim. Tabii ki bu noktada şu hususu da belirteyim. Yirmi beş yıldır Ankara'yla ciddi münasebetlerimiz vardı. TESK ’in işleyişini, eksikleri ve yapılması gerekenleri yakından görüp değerlendirerek önerilerimizi zaman zaman ifade ettik. Marmara Bölgesi adına TESK yönetiminde sadece Kocaeli var. Bu şeref Kocaeli ’li esnaflarımızın. Arkadaşlarımızı temsil etmenin daima huzurunu yaşıyorum. Şimdi sorumlu bir yönetim kurul üyesiyim de orada. Dolayısıyla yapılması gerekenleri görüyoruz. Geçmişte ricacı idik ve dilekçe ile müracaat ediyorduk. Şimdi meselelerin tam ortasında ve icra makamındayız. 

Tabii ki bu gurur esnafımızın olsun. Ben de onlar adına gururluyum.

TESK ’in 2025 yılında esnafla ilgili en ciddi projesi nedir?

TESK ’in masasındaki birinci proje; bizler aynı zamanda işvereniz. 9000 iş gününü tamamlayarak Bağkur ’dan emekli olabiliyoruz. Buna mukabil yanımızda istihdam ettiğimiz arkadaşlarımız 7200 iş günü üzerinden emekli olabiliyorlar. Bu noktada bir adaletsizlik var. Çünkü benim iş yerim var. Sorumluluklarım fazla. Çalışma saatim sekiz saatle sınırlı değil.

Hemen her gün on beş saat bazen yirmi saat işimle ilgilenmek zorunda kalıyorum. Zaman kavramı olmadan. Bu durumda elbette yıpratıcı oluyor. Şu anda TESK ’in masasındaki sorun emeklilik konusunu çözüme bağlamak. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN ’da bu konuya olumlu yaklaşmakla beraber ülkenin makro ekonomik dengelerinde sıkıntı oluşturacağı gerekçesi ile konuyu daha sonra yeniden ele almak üzere rafa kaldırdılar. Ama önümüzdeki mesele bu.

Diğer taraftan Bağkur prim borçlusu esnaflarımızın GSS sorunu vardı. Fakat sağlık hizmetlerinden yararlanma hakları Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 31 Aralık 2025 tarihine kadar uzatıldı. Uzatıldı ama bu sorunun da kalıcı bir çözüme kavuşturulmasını arzu ediyoruz. Yasal bir düzenlemenin TBMM’den geçmesi lazım ki ancak kalıcı çözüme ulaşılsın.

İş Güvenliği Kanunu ile getirilen düzenlemeler de gündemimizde değil mi?

Bu kanun esnafımızı hangi ölçüde etkiler, üzerinde çalışıyoruz. Kanunun esnafımıza nasıl bir maliyet yükleyecek, denetim kısmı nasıl olacak? Örneğin pazarda iş güvenliğiyle ilgili nasıl bir çalışma olacak. Bu konu aslında öteden beri kanayan yara. Kanunun uygulanması yıllardır erteleniyordu. Bu defa ertelenmedi.

Belediyeler işgaliye ücretlerine anormal zam yaptı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Esnaf ve sanatkâr kendi el emeğiyle evine ekmek götüren bir sosyal kesim. Esnaf Sanatkârımızın çoğu orta sınıftan insanlar değil. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin başında faaliyet göstererek geçimlerini sağlıyorlar. Aynı zamanda esnaf ülkemizin omurgasıdır, bel kemiğidir. Dolayısıyla batılı ülkelerde olduğu gibi gerekli teşvik ve desteklerin verilerek ayakta tutulması gereken bir kesimdir. Diğer türlü toplum büyük şirketlerin insafına terk edilmiş olur. Sosyal denge bozulur. Anayasanın 173’üncü maddesinde de «Devlet Esnaf ve Sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirler alır.» denilmektedir.

Esnaflarımız çırak ve kalfa ihtiyacında sorun yaşıyor mu?

Eskiden okumak istemeyen bir çocuğumuzun babası elinden tutardı. Elektrikçi, kaportacı, berber bir esnafımızın yanına çırak olarak verirdi. Çocuk erken yaşlarda mesleğin bütün inceliklerini ve ahlakını öğrenerek o işte ustalaşırdı.

Oysa şu an bu alanda ciddi eksiklerimiz var. Nedeni ise 4+4+4 eğitim sistemimiz. Şimdi meslek liselerimizde eğitim veriliyor ama bu eğitimlerin ne kadar verimli olduğu da ayrı bir sorunumuz. Esnaf sanatkâr olarak benim elektrik-elektronik iş yerim var. Çırak almışım, yetiştirmişim. Bu evladımız yirmi yaşına geldiğinde, örneğin elektronik telsiz işleten bir fabrikada direkt iş bulabiliyor. Yani esnaf olarak şirketler için de kalifiye eleman da yetiştiriyoruz. Dolayısıyla Esnaf sanatkâr olmadan bir ülke ayakta durmaz.

Çıraklarımızın sayısı azaldı. Berber çırağı yok, elektrikçi çırağı yok, kasap çırağı yok. Yok da yok. Bunların yetişmesi için gerekli tedbirlerin alınması lazım.

TESK’in Pos Cihazları ile İlgili Bir Çalışması Var mı?

TESK’in önümüzdeki dönemde bu yıl için küçük esnaflarla ilgili post cihazı kullanımını devlet bankaları ile çalışarak komisyonları, kesintileri mümkün mertebe azaltmaya yönelik çalışması var. Yerli ve milli bir sistem olan TROY üzerinden çalışmak avantajlı olacak. Bu gerçekleştiğinde o kesintiler de batılı finans merkezlerine akmamış olacak.

Şu anda Esnaf Sanatkârların ortağı var. Benim iş yerim var diyorsunuz fakat o işyeri senin değil. Senin ortağın bankalar kardeşim.

Alışveriş festivali yılda bir yapılmasına rağmen esnafımıza ciddi düzeyde bir can suyu oldu. Bu etkinlik Sizin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile yaptığınız görüşmeler neticesinde gerçekleşti. Bu proje nasıl gelişti?

Eskiden fuar içinde de kısmen yapılıyordu. Festivaller yapıyordu. Panayır gibi bir şey yapıyorduk. Sonra esnafımızdan böyle bir talep geldi. Görüşmeler neticesinde belediyemizin büyük desteğiyle eski valilik binasına çıkan meydanda ilk etkinliğimiz gerçekleşti.

Sonrasında üzerine her gün koyarak ilerleme sağladık. Çünkü her gün bir eksiği görüyorsun.

Eksileri gördükçe tamamlıyorsun. Büyük alışveriş merkezleri de yapıyor zaman zaman. Sezon sonu diyor, sezon başı diyorlar. Onun gibi.

Alışveriş Merkezlerinde yapılan festivaller halkta çok karşılık bulmadı ama meydanlarda yapılan ve o semtteki dükkanları olan insanların bu sürece dahil olması halkta daha çok karşılık buldu ve inandırıcılığı da artırdı. Çeşitli kültürel etkinlikler de projeyi süsledi. Ve kazanan hem halkımız hem esnafımız oldu. Alışveriş merkezlerindeki gibi değildi buradaki indirim olayı. Vatandaş ürünlerin fiyatını biliyor. Tanıdığı bir esnaf takım elbiseyi veya bir pantolonu veya başka bir şeyi kaça satıyor, biliyor? Ve gördüler ki gerçekten ciddi bir indirim var, milyonlarca liralık alışveriş oldu.

Başkanım, dijital dönüşüm çağında her gün gelişen yeni teknolojilerle yaşıyoruz. Esnafımızın dijital dönüşüme ayak uydurabildiğini düşünüyor musunuz?

Geçmişte ne deniliyordu? Yazar kasayı bizim esnafımız kullanamaz. Pos cihazını nereden bilecek vs? Evet belli bir yaşın üzerinde de esnaflarımız var ama jenerasyon değişiyor. Artık işletme sahibinin yeğeni, oğlu veya gelini işletmenin başına geçmiş. Onlar bu cihazları, elektronik cihazları daha iyi kullanıyorlar. Bu nedenle geçmişe nazaran Esnaf Sanatkârın yeni sisteme ayak uyduracaklarını kesinlikle biliyoruz.

Ayrıca bazen altmış beş, yetmiş yaşındaki bir esnafımı görüyorum bakıyorum o akıllı telefonları gayet güzel kullanıyor yani. Demek insan sıkışınca öğreniyor, bizim insanımız yeniye uyum sağlıyor.  

Başkanım eklemek istediğiniz başka hususlar var mı?

Bazen şu tavsiye ediliyor; esnaflar olarak birleşin, şirketleşin. Örneğin yirmi ayrı ayakkabıcı birleşsin. Fakat öyle fabrikalar, işletmeler piyasada var zaten. Bize lazım olan şey ise sokağa çıktığımızda ayakkabı esnafından alışveriş yapmaktır. Sonra ayakkabıcı gidecek, berberde tıraş olacak. Berber gidecek, diğer esnaftan gömlek alacak. Bir diğeri gidip lokantada yemek yiyecek. Yani o sokakta caddede para sirkülasyonu olacak. Büyük alışveriş merkezleri, büyük zincir marketler devreye girince bu sirkülasyon olmuyor.

Ayrıca başka bir konuya da değineyim. Şu anda çeşitli sektörlerde beyaz yakalılarımız çok. Fakat diğer yandan beyaz yakalılarda yaygın bir işsizlik var. Eskiden okumayacak çocuklarımızı, belli bir meslek sahibi olsun diye Esnaf Sanatkâra götürürdük. Şimdi de şunu yapmamız lazım. Herkesin üniversite diploması alması şart değil. Ama meslek liselerinde gençlerimizi birer meslek sahibi yapmak mümkün. Elimizde örneğin o kadar mühendis CV ’si var ki. Hepsini birden istihdam etmemiz mümkün değil. Eğer bu çocuk meslek lisesi mezunu olsaydı, çıraklık eğitimden mezun olsaydı işi hazırdı.

Şöyle bir durum da var. Bazı işletmelerde on yıllık ya da beş yıllık torna tesviye ustası bir makine mühendisinden çok kazanıyor.

Çocuk on iki yaşında çıraklığa başlamış çıraklık eğitiminde okuyor, haftada bir gün gidiyor. Zaten hemen fark dersleri verip lise mezunu statüsüne geliyor. Sonra yirmi, yirmi bir yaşında bir yerde çalışıyor. Otuz yaşında bir iş yeri açıyor, aylık getirisi yani yüz seksen bin, iki yüz bin kazanç sağlayabiliyor. Oysa bir mühendis, bir emniyet müdürü altmış yetmiş bin lira maaş alıyor. Yani esnaflığın zanaatkarlığın önemi ön plana çıktı burada.

Mühendis olmuşsun ama iş yok. Oysa esnaf sanatkâr, meslek erbabı olan aç kalmaz

Geçmişte esnafa kız verilmeyen dönemler olmuştu. Şimdi esnaflarımızın sosyal itibarı çok daha ileride. Esnaf, sanatkarın her gün cebinde para olur. Çalışan ayda bir gelir kazanır, onu da dağıttığı zaman parası biter. Esnafın ise şu anda olmasa bir saat sonra parası olur.

Sanayinin başkenti, Türkiye’nin incisi Kocaeli şehrimizde yaklaşık altmış bin esnafımızın bize emanet ettiği bir görevi yapmaya çalışıyoruz. Onlar adına diyorum ki; Esnaf ve sanatkâr ülkemizin omurgasıdır, esnaf ve sanatkâr daima devletinin ve milletinin yararına çalışır. Esnaf ekonomik ve sosyal dokunun merkezindedir ve ülkemizin sigortasıdır.

Esnafımız, Yeni Türkiye Yüzyılında daha müreffeh bir Türkiye’nin de öncüsü olacaktır.

Başkanım, Esnafın Sesi Platformuna zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

Ben teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.